“Tevhidi Sosyal Düşünce”

Ruh'u Resulullah'ı (s.a.v.) İncitmek ve Pozitivist Akademik İlahiyatcılığın Sefaleti

Türkiye, pozitivist pagan felsefesine dayalı düşünce, liberal?kapitalist ekonomik ve siyasal sistem, İslam dinine karşı duruş adına laikliği benimseyen toplum modelini askeri vesayet üzerinden 20. yüzyılda uzunca bir süre yaşamıştır. Bu askeri vesayet sistemi, Türkiye?nin kültürel, dini, ahlaki olan kendine has değerlerini bir ?gericilik yâda irtica? paranoyasıyla yıllarca devlete karşı tehdit olarak algılayıp, Batı medeniyet değerlerinin Türkiye?de korunmasına çalışmıştır. 2007 ?den bu yana, sistem, gün be gün ortaya çıkan gelişmelerle, taraflarınca artık savunulamayacak bir noktaya geldi.

Sonuç;

Giden yapı askeri; vesayetçi sistem olmuştur.

Bu yapının düşünce sistemi; pozitivizmdir. Sadece gördüğün şey vardır, yani materyalist bir akılcılık. Pozitivizm; Duyu organlarınla görmediğin, hissetmediğin yoktur? Kısa vahiy inkârına dayalı bir toplum düşüncesinin gelişimini ortaya çıkarır.

Bu yapının siyasi ve ekonomik modeli; Liberal ?Kapitalizmdir. Liberal ?Kapitalizm ise ağırlıklı olarak Yahudilerin ve Protestanların iktidarını güçlendiren bir işleve sahiptir.

Bu yapıdan Türkiye?de kazançlı kesimler; la-diniciliği temsil eden askerler, TUSİAD, liberalizme destek veren siyasiler, akademisyenler, sivil toplum kuruluşlarıdır.

Ve şimdiler?

Yeni Türkiye ve Askeri vesayet yerine onun görevini üstlenen Paralel Yapı

Batı Hıristiyan, Protestan Yahudi geleneğinin Türkiye?de etkin olmasına yola açan Batı?lı müttefiklerimizle işbirliği içinde bulunan la-dini askeri vesayet zihniyeti, 21.Yüzyıl Türkiye?sinde ait oldukları felsefi anlayışla Batı?lı dostlarının Türkiye üzerinden çıkarlarını koruyamayacağı Batılı dostlarınca anlaşılmıştır. Bundan dolayı Batı?lı dostları çeşitli yandaş medya vasıtasıyla vesatçi mensuplar hakkında bilgiler servis edilerek bu kesimin ipliğini pazara çıkararak dolaylı yoldan da olsa tasfiyesine yol açmıştır. Çünkü artık 21. Yüzyıl din, medeniyet yüzyılıdır. Artık La-dinilik düşüncesiyle Türk toplumda Batı?lı dostlar aslan payı alamazlar. Bunun yerine 21.yüzyılda din, değer eksenli bir çağda biraz protestanik, biraz Hıristiyan?ımsı ve birazda Yahudi dostluğu ve zihniyetinden harmanlanmış olan ?Paralel Yapı? devreye girme zamanı gelmiştir.

Paralel Yapı; düşünce bağlamında İslam görüntüsü içine pozitivizmi yerleştirerek rasyonel/materyalist/ dünyevileştirilmiş bir yeni din anlayışını ?İslam? mış gibi gösterilen bir düşünce modelini geliştirmiştir. Bu model Askeri vesayetin takip etmiş olduğu modele göre daha ikiyüzlü ve Türkiye?ye karşı çok daha acımasızdır. Ekonomik ve siyasal sistem açısından ise askeri vesayetçiler gibi liberal-kapitalist ekonomik anlayış benimsenmiştir. Bu paralel yapının model aldığı toplum ve kültür sistemleri ise Hıristiyanlık, Protestanlık ve Yahudiliktir. Aynen Türkiye?deki vesayetçiler gibi. Vesayetçiler 28 Şubat sürecinde orduya ?peygamber ocağı deyip emir komuta zincirimizi? bozmayın diyen bir grubun etkisindekilerin Efendimiz?e (s.a.v.) karşı bir duruşları açıktan gözükürken, Paralelcilerin de kendi ikircikli dünyalarına göre Efendimiz (s.a.v.)?in mübarek ruhlarını incitme teşebbüslerini görüyoruz. Bu durumu reddederek, kınıyoruz.   Din ve kültür ve değerlerimize yönelik kendi istismarlarını örtmek için ? Efendimiz (s.a.v.)'in bir televizyon dizisinde reklam konusu yapılması, Yaptıklarımız sanki Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından destekleniyor, rüyada Hz.Peygamber (s.a.v.)  görüldü tweetleri ikiye katlayın şeklinde ? yapılan açıklamalar son derece yakışıksız, İslam?a ve Hz.Peygamber (s.a.v.)  Efendimize ve O?nun mübarek ruhuna yapılan bir incitmedir. Bu yönüyle Hıristiyan,  Protestan ve Yahudi geleneğinden mündemiç İslam görüntüsünde yeni bir din ortaya çıkarmaya çalışma ve bunu 21.Yüzyılda Batı menfaatleri çerçevesinde Türkiye?de hâkim kılma mücadelesini ifade eden paralel yapı olgusu bu yönüyle de askeri vesayet sistem ahlakından daha geri bir noktayı de temsil ettiği ortaya çıkmaktadır.

Türkiye ?de son dönemdeki paralel devlet tartışmaları bu kesimin İslam adına yeni bir din uğraşını çok açık olarak ortaya koymaktadır. Hıristiyanlık, Yahudilik ve Sombart?a göre Yahudiler tarafından oluşturulan protetastanlığın bir pozitivistleştirilmiş-rasyonelleştirilmiş dünyevi din haline dönüştürülme çabasına karşın ilahiyatçı çevrelerden bu söz konusu olgunun Sünni İslam?da yerinin bulunmadığını, Hz Peygamber Efendimiz?in (s.a.v.) başta manevi şahsiyetini korunmasının gerekliliğini ayet ve hadisler çerçevelerinden yoğun bir şekilde açıklanması bu kesimin dini, insani, akademik görevleri arasında yer almaktadır. Bu noktadaki eksik ve yetersiz çabalar başta ilahiyatçı kesimi hem dünyevi hem de uhrevi zorluklar içinde kalmalarına yol açabilmektedir. Böylesi bir durum ise ilahiyatçılığın sefaletini ne hazin bir şekilde ortaya koyma gerçeğini içerebilir.

Sonuç olarak askeri vesayet sisteminin la ?dinilik üzerinden Batı dostluğunun Türkiye?yi kuşatma girişimi, yeni dönemde? Hz.Peygamberin (s.a.v.) bizimle? mesajları ile İslam?ı istismar eden, Ruhu Resulullah?ı (s.a.v.) inciten, din görüntüsünde Yahudilik ve Protestanlığın işlevselliği üzerine kurulmuş bir ? Yeni Batı dostluğu ? projesinin aldatıcılığını,  anti-pozitivist bakışa sahip akademik ilahiyatçılığın en yetkin şekilde ortaya koyacağı toplumsal bir beklenti olarak ortada durmaktadır.

Yazarın Son Makaleleri

Sosyal Ağlarda Paylaş

Twitter Facebook Google+ E-mail

Kategoriler

Son Yazılar